BASIN AÇIKLAMASI
Terör Örgütlerini Silahlandıranlar İnsan Haklarından Söz Edemezler
10 Ekim 2015’te ATATÜRK’ün BAŞKENTİ ANKARA’nın merkezinde 100’den fazla insanın yaşamını yitirmesine ve 250 kadar insanın da, çoğunluğu ağır olmak üzere, yaralanmasına neden olan insanlık düşmanları, 17 Şubat 2016’da yine Ankara’da yaptıkları kanlı bir terör saldırısında, 29 insanımızı katlettiler 60 insanımızı da yaraladılar. Türk Halkı bu kanlı olayın şokunu yaşarken, terörün odağı durumuna indirgenmiş olan Diyarbakır’dan acı bir haber daha geldi: 6 şehit 1 yaralı…
TÜRKİYE’yi Ortadoğu bataklığına çekmek isteyen ülkeler ve besledikleri terör örgütleri, AKP iktidarının çeşitli zaaflarından yararlanarak, kanlı saldırılarını yoğunlaştırmaktadırlar.
Öncelikle, hem terör destekçisi sözde “insan hakları savunucusu” ülkelerin siyasî liderlerini hem de bunlara uşaklık ve maşalık yapan, teröristleri, onların başlarını ve de destekçilerini şiddetle ve nefretle kınıyoruz…
Bölücü terör örgütünün TBMM’deki uzantıları da, terör için hazırlanan ortak bildiri metnine karşı çıkarak, barıştan değil terörden yana olduklarını bir kez daha ortaya koymuşlardır. Bunları da şiddetle ve nefretle kınıyoruz…
İnsan kadar hemcinsine yararlı, yine insan kadar hemcinsine zararlı başka bir yaratık yoktur.
Hemcinsine zararlı olmayı meslek edinen teröristler ve destekçileri insanlığa, barışa, dostluğa, kardeşliğe kurşun sıkmakta ve kanlı biçimde zarar vermektedirler…
Bu gibi terör örgütlerini ve onlara destek verenleri kınamak yetmez ve fayda da etmez…
Dolayısıyla, gerek bölücü ve gerekse dinci terör örgütlerinin Türkiye’yi, kirli ve kanlı eylemleri için bir „serbest alan“ olarak görmelerinin nedenleri üzerinde durmak ve hiç duraksamaksızın etkin önlemler almak zorunludur.
Bu bağlamda, Türkiye’de iktidara alternatif olmak isteyen muhalefet partilerinin ulusal ilkeleri önde tutarak, bilgi, deneyim ve önerileriyle, Türkiye’nin geleceğine sahip çıkma konusunda görevlerini yerine getirmeleri kaçınılmazdır…
Uluslararası saygınlık kazanmış olan ATATÜRK TÜRKİYESİ’nin, dış ilişkilerdeki özensizlik ve siyasal çıkar amaçlı gereksiz ve yararsız açılımlar nedeniyle, bugünkü duruma düşürüldüğünün bilincindeyiz. Ama, iş işten geçmeden ülkemize sahip çıkmak ve savunmak, nitelikli yurttaşlığın bir gereğidir…
Takdir edilir ki, bir insanın en doğal ve en temel hakkı, yaşam hakkıdır…
Bu gerçekten kalkarak, şunu anımsatmak isteriz ki, hemen hemen her gün saldırı ve suikast yapanlar ile kalleşçe tuzak ve pusu kuranlar yüzünden, güvenlik güçlerimizin gencecik mensuplarını ve sivil yurttaşlarımızı şehit veriyoruz.
Acı gerçek şudur: Ulusumuzun yaşamı her geçen gün daha da büyüyen tehlikelerle karşı karşıya bulunmaktadır. Son çareye başvurma zorunluluğuna gerek kalmadan, insan aklının yol göstericiliği ölçü olmalı ve bir kez daha birlik ve beraberlik içinde hareket etmenin erdemi ve gereği ivedilikle düşünülmeli ve denenmelidir...
Hem insan haklarından söz edip hem de tüm dünyadaki terör örgütlerini silahlandıranlara verilecek en iyi ders, ülkemize sahip çıkma ve savunmada ATATÜRK’ün izinde yürümektir…
Dursun ATILGAN
Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu
Genel Başkanı |