AFRİN HAREKÂTI
Müdafaa-i Hukuk'un, Kuvay-ı Milliye'nin, Vatan topraklarını savunmanın en akılcı ve en inanmış Öncüsü; dünya tarihinin tanık olduğu en büyük komutan, en büyük devlet adamı, hiç bir savaşta yenilmemiş ve iç isyanları bastırmada üstün yeteneğini kanıtlamış olan BÜYÜK ATATÜRK'tür.
O'nun öncelik verdiği temel ilkelerin başında ULUSAL BİRLİK VE BERABERLİK gelmektedir.
Bu ana ilke, ULUSUN BİRLİĞİ, VATANIN TÜMLÜĞÜ ve DEVLETİN TEKLİĞİ'ne sahip çıkma ve savunma konusunda, son derece büyük önem arzeder…
15 Ağustos 1984'ten beri, Türkiye'nin içten parçalanması ve her bakımdan istikrarsızlaştırılması amacıyla, bölücü terör örgütü PKK'nın hangi uygar(!) ve hangi müttefik(!) devletler tarafından desteklendiğini ve kışkırtıldığını biliyoruz.
Bu kanlı-bölücü örgütün Suriye'deki kolu olan ve sınırımıza yerleştirilmiş bulunan PYD ve YPG'nin özellikle ABD tarafından, ağır silahlarla donatılması ve eğitilmesine ve de sınırları cetvelle çizilmiş olan devletlerden Irak ve Suriye'nin kuzeyinde Türkiye'yi tehdit edici planlarla, ABD ile Israil'in "Hayalistan"'ı olan "Kürdistan"'ın, Karadeniz'in doğusundan Akdeniz'e ulaşacak bir toprak üzerinde kurulması oldu-bittisine seyirci kalınması elbette doğru olamaz…
Bu nedenle, TSK'nın başlattığı harekât gereklilikten de öte bir zorunluluktur ve yerindedir. Başarılı olmasını içtenlikle diliyoruz.
ANCAK, Türkiye'nin içinden geçtiği bu son derece hassas dönemde, iktidarın, ULUSAL BİRLİK VE BERBERLİK konusunda duyarlık göstermesi ve iç dinamiklerin güçlendirilmesi siyaseti güdeceği yerde, devleti ve cumhuriyeti kurmuş, çok partili demokrasiyi yaşama geçirmiş olan CHP'yi, her fırsatta suçlaması ve hatta CHP üzerinden ATATÜRK'lü ve İNÖNÜ'lü tek parti dönemini suçlaması, akıl ve mantık ile bağdaşacak bir tutum olmadıği gibi, gerçekleri de inkâr etmek demektir.
UNUTMAYINIZ Kİ, ATATÜRK EGEMENLİĞİ KİŞİDEN ALARAK ULUSA DEVRETMİŞTİR...
AMA, AKP iktidarı, gölgesine sığınanlar ve güdümündekilerle birlikte, egemenliği ULUS'tan alarak yeniden kişiye devrettiler…
Ulusal Egemenlik anlayışı böyle olan AKP'nin Cumhurbaşkanı'nın, 20 Ocak 2018'de, Afrin Harekâtı'na start verildiğini duyurduğu Kütahya'da bile, CHP'ye saldırması, kesinlikle ve şiddetle eleştirilmesi ve kınanması gereken, tehlikeli bir tutumdur. Kabûl edilemez…
ULUSUN BİRLİĞİ, VATANIN TÜMLÜĞÜ ve DEVLETİN TEKLİĞİ konusunda duyarlı olan her parti, kurum, kurul ve kişiye, İÇ KALE'yi güçlü ve birlik-beraberlik içinde tutmak, ülkenin ve ulusun geleceğini ve bağımsızlığını savunmak ve sahip çıkmak görevi düşer…
Bir de şu gerçeğin altını çizmek gerekir: AKP iktidarının, ülkemizin çıkarları ve güvenliği açısından Suriye devleti yöneticileriyle güven verici bir diyalog ortamını yeniden sağlaması gerekir…
Söz konusu VATAN olduğuna göre ve bu VATAN'da yalnızca AKP'liler yaşamadığına göre, sağduyuyu ön plana çıkarmak – en azından – VATAN'a hizmet görevidir…
Şunu da özellikle vurgulamak zorundayız:
Böyle bir durumda ÜMMETÇİLİK değil ULUSÇULUK söz konusudur…
Dursun ATILGAN
Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu
Genel Başkanı |