15 Ocak 2015
CUMHURİYET GAZETİSİNE HAKSIZ VE HUKUKSUZ BASKI UYGULANMASINI ŞİDDETLE KINIYORUZ
AKP iktidara geldiğinden beri, dinci cehalete cesaret veren bir siyaset izlemektedir ve her geçen gün bu çağ dışı siyasetin dozunu artırarak sürdürmektedir. Dinci Cehalet, cumhuriyetimizle birlikte ülkemize kazandırılan aydınlanmanın toprağına kör bir karanlık gibi çökmüştür. Bu cehaletin temsilcileri, bireyin kendi aklını ve iradesini kendisinin kullanmasına engel olmak ve kula kulluk yapması için şiddete bile başvurmaktan çekinmemektedirler.
Dinci şiddetin ve tehditin en son somut örneğini, Charlie Hebdo mizah dergisinin özel sayısını Türkçe yayına hazırlayan Cumhuriyet gazetesi yaşamaktadır. Bir taraftan kimi dinci kör-kütük cahiller Cumhuriyet gazetesini „her yerde ölüme hazır olun“, „Burası Fransa değil“ ve „Cumhuriyet hesap verecek“ pankartlarıyla tehdit ve protesto ederken; diğer taraftan, polis, Cumhuriyet gazetesinin basıldığı yayınevine bir baskın düzenleyerek, gazetenin okurlara ulaşmasını haksız ve hukuksuz bir biçimde uzun süre engelledi.
11 Ocak 2015’te Paris’te yapılan büyük mitingde verilen mesaj „düşünce ve anlatım özgürlüğüne sahip çıkmak ve savunmak“ olmasına karşın, Başbakan’ın bu mitinge katılmasının göstermelik olduğu, Cumhuriyet gazetesine uygulanmak istenen sansür baskınıyla ortaya çıkmıştır.
Düşünen ve kendi aklını kendisi kullanan insan, bir kez daha tanık olmuştur ki, AKP iktidarı dinci, kinci ve sindirici bir siyaset izlemektedir. Bu gerçekler, AKP iktidarının, Türkiye’nin saygınlığını, başta temel insan hak ve özgürlükleri açısından olmak üzere, uygar ve çağdaş devletler katında, nasıl sıfırladığının bir göstergesidir.
İnternete, Facebook’a, Twitter’e, Youtub’a, yazılı ve görsel basına karşı uygulanan yasaklar ve sansür, Türkiye‘nin 21. Yüzyıl dünyasından soyutlanması anlamına gelmektedir, bu da ülkemize adeta bir cahiliye devri yaşatıldığının somut göstergesidir.
Basın özgürlüğüne tahammül edemeyen bir iktidarın devlet yönetmesi, ülkemiz ve ulusumuz açısından çok büyük bir talihsizliktir; bu duruma katlanmak ise tam bir duyarsızlıktır…
Seçmenin önünde 2015 haziran başında son bir seçenek vardır: ya çağdaş Türkiye’ye sahip çıkacaktır ya da AKP eliyle Türkiye Cumhuriyeti’nin sonunun hazırlanmasına katkıda bulunacaktır…
Dursun ATILGAN
Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu
Genel Başkanı |