TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a Açık Mektup
Sayın İsmail Kahraman!
Yazılı ve görüntülü basından öğrendiğimize göre, sizin, TBMM Başkanı
olarak, "dindar bir anayasa" istediğiniz haber verilmektedir.
Öncelikle belirteyim ki "dindar anayasa" söylemi yanlıştır.
Anayasa özel bir kişi değil ki, dindar olsun.
İkincisi, lâik Türkiye Cumhuriyeti'nin yürürlükte olan lâik bir anayasası var.
Bu anayasa her Türkiye Cumhuriyeti yurttaşına inanç ve vicdan özgürlüğünü
garanti eden bir anayasadır.
Siz, kendi deyiminizle "dindar bir anayasa" istediğinize göre, mevcut anayasa, dînî vecibelerden bazılarını yerine getirmenizi kısıtlıyor ya da yasaklıyor olmalı.
Nedir bu kısıtlamalar ya da yasaklamalar? Açıklayabilir misiniz..?
Bakınız Sayın Başkan!
Türkiye'nin çimentosu din değil lâikliktir ve
devlet için önemli olan dindaşlık değil yurttaşlıktır.
Çağdaş bir demokrasi, lâik bir demokrasidir.
Lâiklik içermeyen bir rejimin adı demokrasi değil, teokrasidir.
Lâiklik kavramından söz edilmeyen ülkelerin anayasaları Sekülarizm kavramını içerir. Sekülarizm de lâiklik gibi, devletin dinsel kurumlardan bağımsız olması ve farklı din ve inançlara mensup olan bireylerin, devlet ve yasalar önünde eşit muamele görme hakkına sahip olması demektir.
Öyle anlaşılıyor ki, sizin amacınız 2023'te, yani Cumhuriyetimiz'in 100. yıl dönümünde, lâik devletimizi bir "İslam Devleti"'ne dönüştürmektir.
Şunu adım gibi biliyorum ki, Türk Milleti buna izin vermeyecektir…
Türkiye bir taraftan dinci diğer taraftan bölücü terörün kıskacındayken, böyle istemlerle kamuoyunu meşgûl etmek, en ağır suçları çağrıştırmaktadır.
Dolayısıyla sizin TBMM Başkanlığı koltuğunda oturmanız demokrasi etiğiyle örtüşmez. En iyisi ve en geç hemen istifa etmeniz gerekir..!
Dursun ATILGAN
Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu
Genel Başkanı |