ADALET YÜRÜYÜŞÜNÜ DESTEKLİYORUZ
Anayasa ve yasaların yok sayıldığı,
Düşünen ve yazanların zindana atıldığı,
İnsanların ekmeğiyle oynandığı
bir ortamda…
Yasama işlevinin sözde kaldığı,
Cahilin söz sahibi yapıldığı,
Din sömürüsünün ayyuka çıkarıldığı
bir ortamda…
Çağ dışılığın "ileri demokrasi" sayıldığı,
Eğitimin yaz-boz tahtası yapıldığı,
Cehaletin teşvik bulduğu
bir ortamda…
Zalimin hükümdar olduğu,
Kula kulluk edenlerin bol olduğu,
Vicdanların göz ardı edildiği
bir ortamda…
İletişimin yasaklandığı
Ana muhalefetin bile yok sayıldığı
Bilim kurum ve kurullarının susturulduğu
Tek parti diktatörlüğünün kurulduğu
bir ortamda
SÖZÜN BİTTİĞİ NOKTAYA GELİNMİŞ DEMEKTİR...
Sözün, söylemin önemsenmediği böyle bir ortamda,
Eylemin başlaması doğaldır, hatta kaçınılmazdır.
Kemal KILIÇDAROĞLU'nun bu anlamda başlattığı
"ADALET" yürüyüşü MİLLÎ BİR EYLEMDİR;
Son derece önemli bir eylemdir…
Bu millî ve gerekli olan eylemi;
Yürüdükçe büyüyen, büyüdükçe güçlenen
ADALET YÜRÜYÜŞÜ'nü,
Siyasal rekabetin düşmanlık sayılmaması için;
Siyasal yaşamın yeniden saygın düzeyine ulaşması için;
En temel insan haklarının yeniden yürürlüğe konulması için;
Tek güvencemizin ADALET olduğunun vurgulanması için DESTEKLİYORUZ…
İktidarın buyruğundaki yargı değil,
BAĞIMSIZ YARGI ADALETİ tecellî ettirebilir.
ADALET tecellî ettirilmiyorsa,
ADALET aramanın insanca yaşamın zorunlu bir koşulu olduğu için DESTEKLİYORUZ…
ULUSAL İRADE'nin egemenliği ve üstünlüğüyle, niteliği belirlenen
CUMHURİYETÇİ DEMOKRASİNİN,
ADALETİ BAYRAK EDİNEN
HUKUKİ TEMEL ÜZERİNDE, KALMASI İÇİN DESTEKLİYORUZ …
Yurttaşları lâik ve demokratik değerlere bağlı olan
BİR HUKUK DEVLETİNİN,
dînî kurallarla yönetilemeyeceği ve
bir kişinin, bir hanedanın keyfî yönetimine bırakılamayacağı için de DESTEKLİYORUZ…
Yurttaşlarımızın dînî duygularının sömürülmemesi;
Dinin siyasete ve teröre alet edilmesinin önlenmesi;
Allah ile aldatmaya son verilmesi;
Dinci ve bölücü teröre fırsat verilmemesi için DESTEKLİYORUZ…
HUKUK DEVLETİ'NİN GÜCÜNÜ OLUŞTURANLARIN,
anlam ve amacını benimsetenlerin,
yanlı ve bağımlı siyasal parti ve hanedan mensuplarından değil,
YANSIZ ve BAĞIMSIZ HUKUKÇULARDAN OLUŞMASI İÇİN DESTEKLİYORUZ…
BİR HUKUK DEVLETİNİN;
Meslek ahlâkına ödünsüz özen göstermeyi ilke edinen;
hakkı, hukuku, özgürlüğü, eşitliği ve ADALETİ sağlamak için
görev yapmayı onur bilen hukukçular sayesinde
yaşamını koruyup, sürdürebileceği için DESTEKLİYORUZ…
BÜYÜK ATATÜRK'ün Önderi olduğu
Başta
Ulusal Bağımsızlık,
Ulusal Birlik ve Beraberlik,
Yurtta Barış - Dünyada Barış
olmak üzere, tüm ilkelerinin işlerlik kazanması için DESTEKLİYORUZ.
ŞU SÖZLER, «Adaletin adil Başkanı» olarak Türk Hukuk Tarihi'nde
hak ettiği yeri almış olan, Anayasa Mahkemesi'nin unutulmaz Başkanı
Sayın Yekta Güngör ÖZDEN'indir:
«Ne zulüm ne merhamet yalnızca ADALET" ve
"Gerçek hukukçular ADALET'ten başka kimsenin adamı değildir."
SON SÖZ,
Yaşamımızın her alanında yol göstericimiz olan,
Dünya Tarihi'nin emsâl gösteremediği, Büyük Önderimiz,
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ündür:
"ADALET GÜCÜ BAĞIMSIZ OLMAYAN BİR ULUSUN
DEVLET BİÇİMİNDE VARLIĞI KABÛL OLUNAMAZ."
GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK – 1920.
Dursun ATILGAN
Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu
Genel Başkanı |