Köln, 26 Ağustos 2015
BÜYÜK ZAFER’İN 93. YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN!
Dağlarda
tek tek
ateşler yanıyordu
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında
birdenbire beş adım sağında O‘nu gördü.
Paşalar O‘nun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar: "Üç" dediler,
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı…
Nazım Hikmet’in Kuvay-ı Milliye Destanı‘ndan…
Anadolu’daki Türk Millî Mücadele ruhunu ve gücünü kırmak ve Ankara’daki Meclisi dağıtmak isteyen düşmanlar, Anadolu’nun her tarafında isyanlar çıkartmışlar, çıkarttırmışlar ve Yunan ordusunu dört kez genel taarruza geçirtmişlerdi. Yunan ordusu, sonuncu genel taarruzunda, karşısında BAŞKUMANDAN MUSTAFA KEMAL’i bulmuş ve 13 eylül 1921’de Sakarya Meydan Muharebesi’nde ağır bir yenilgiye uğrayarak, Marmara ve Menderes nehri hattına kadar geri çekilmişti.
Yunan ordusu bundan sonra bir daha taarruza geçemeyecekti. Aslında Yunanlılar, itilaf devletlerinin desteğiyle işgâl ettikleri toprakları kaybetmek istemiyorlardı ve bunun için onlardan yardım alıyorlardı; ama Türkler, kurtuluş ve bağımsızlık hareketinin tüm yüklerini kendileri üstlenmişlerdi…
Sakarya Savaşı’ndan sonra, MUSTAFA KEMAL, Haziran 1922’ye kadar Türk Ordusu‘nu taarruza hazırladı. Bu hazırlık dönemi bitince, 23 Temmuz 1922’de cepheye giderek, yaptığı incelemelerde ve serî toplantılarda taarruz kararını aldı . Başkumandan olarak 20 Ağustos 1922’de Garp Cephesi’ne, 26 AĞUSTOS günü taarruza geçilmesi için, hazır olmaları emrini verdi.
(Bir anımsatma: Ne ilginç bir rastlantıdır ki, 26 Ağustos Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan komutasındaki ordunun, Romen Diyojen komutasındaki Bizans ordularını yenmesiyle Malazgirt zaferinin kazanıldığı tarihtir.)
26 AĞUSTOS sabahı saat 5.30’da, TÜRK ORDUSU, Afyonkarahisar-Dumlupınar hattındaki Yunan Ordusu’nun sağ cenahına stratejik ve taktik bir baskın taarruzuna geçti. Daha sonra topyekûn taarruza geçen TÜRK ORDUSU 30 AĞUSTOS’ta yapılan BAŞKUMANDANLIK MEYDAN MUHAREBESİ’nde, Yunan kuvvetlerini imha etti ve çok sayıda Yunan askerini esir aldı.
Yunan kuvvetleri Başkomutanı Trikopis de alınan esirler arasındaydı.
31 Ağustos 1922’de bu cephedeki TÜRK ORDUSU İzmir’e doğru ilerlemeye başlamış ve kuzeydeki diğer Türk kuvvetleri ise, Eskişehir’in kuzeyindeki Yunan kuvvetlerine taarruza başlamışlardı.
30 AĞUSTOS’ta kazanılan BAŞKUMANDANLIK MEYDAN MUHAREBESİ sonunda ( 26 Ağustostan 30 Ağustosa kadar toplam olarak 5 gün içinde), Yunan kuvvetleri İzmir’e doğru çekilmek zorunda bırakılmıştı. MUSTAFA KEMAL, işgâlciyi tümüyle topraklarımızdan çıkarmak üzere, takibe devam kararındaydı. 1 Eylül 1922’de, Garp Cephesi Kumandanlığı’ndan şu telgrafı çekti:
„Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları!
Afyonkarahisar-Dumlupınar büyük meydan muharebesinde, zalim ve mağrur bir ordunun muharebe birliklerini inanılmayacak kadar az bir zamanda imha ettiniz. Büyük ve necip milletimizin fedakârlıklarına lâyık olduğunuzu kanıtladınız. Sahibimiz olan büyük Türk Milleti, istikbâlinden emin olmaya haklıdır… Bütün arkadaşlarımın, Anadolu’da daha başka meydan muharebeleri verileceğini göz önüne alarak, ilerlemesini ve herkesin fikrî güçlerini, kahramanlık ve vatanseverliğini, birbiriyle yarışırcasına göstermeye devam etmesini talep ediyorum. ORDULAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZDİR İLERİ!“
BAŞKUMANDAN MUSTAFA KEMAL’in bu emrinden sonra, Büyük Taarruz’un başlangıcından itibaren (26 Ağustos 1922) geçen 15 günlük bir sürede, TÜRK ORDUSU 400 kilometrelik bir yol katederek, 9 EYLÜL 1922 sabahı İZMİR’e girdi.
Yanında İsmet ve Fevzi Paşalar (Çakmak) ile, TÜRK ORDUSU’nun Bornova-Tepecik yönünde İZMİR’e girişini, TÜRK BAYRAĞI’nın Kadifekale’ye çekilişini ve işgâlcilerin İzmir Limanı’nı terk edişlerini, İzmir’e 25 km mesafedeki Belkahve arazisinden dürbünle izleyen MUSTAFA KEMAL, İsmet ve Fevzi Paşalara şöyle diyecekti: „Anadolu Seferi yüz akıyla sona ermiştir. Bundan sonra diğer işlerimize bakacağız…“
9 EYLÜL 922’de MUSTAFA KEMAL İzmir’de şu mesajı yayınladı: „İlk verdiğim Akdeniz hedefine varmakta, ordularımızın çaba ve fedakârlıklarını saygı ve takdirle anıyorum. Elde edilen Büyük zafer’in yapıcısı olan arkadaşlarıma teşekkür ve tebriklerimi bildiriyorum. Ordularımızın, bundan sonra verilecek hedeflerin alınmasında da aynı fedakârlık yarışmasını göstereceklerine inancım tamdır.“
Başkumandanlık meydan muharebesinde, Mustafa Kemal’in 6 Ağustos 1919’da verdiği şu söz yerine getirilmiştir: ''Düşman ordusunu, vatanın harim-i ismetinde boğarak, behemahal naili halâs ve istiklâl olacağız. = Düşman ordusunu kutsal vatan ocağında boğarak, kesinlikle kurtuluşa ve bağımsızlığa kavuşacağız…“
30 Ağustos 1922’de kazanılan BÜYÜK ZAFER‘in 93. Yıldönümü, Vatanımızın kurtuluşunun, Devletimizin ve Cumhuriyetimizin kuruluşunun hangi olağanüstü güç koşullarda gerçekleştirildiğinin bilincinde olan ve MUSTAFA KEMAL ATATÜRK‘ün „NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE“ özdeyişini içtenlikle haykırabilen, HER YAŞTAN TÜRK GENCİNE KUTLU OLSUN..!
Dursun ATILGAN
Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu
Genel Başkanı |